KONUK YAZAR
23 Mart 2021

Dünyanın mutluluk karnesi

BİLGİ İnsan Kaynakları Yönetimi Yüksek Lisans Programı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülbeniz Akduman Dünya Mutluluk Sıralaması’nın 2021 yılı sonuçlarını yorumladı. Sıralamaya göre pandeminin gölgesinde geçen son bir yılda Türkiye 93’üncü sıradan 104’üncü sıraya gerilerken Finlandiya üst üste 4 yıldır dünyanın en mutlu ülkesi oldu.

Dünya'da mutluluk konusuna verilen önemin bir göstergesi mutluluğu değerlendiren birçok uygulama ve anketin ülkeler bazında yapılması. Bu değerlendirmelerden en önemlisi dünya çapında yapılan “World Happiness Report (WHR)” 149 farklı ülke katılımıyla 2012 yılından beri hazırlanıyor. WHR, insanların refah seviyesi, kişi başına düşen gayrisafi yurtiçi hasılası, sağlıklı yaşam süresi, sosyal destekler, sosyal özgürlükler ve yolsuzlukların rakamları baz alınarak hazırlanıyor. Kişisel özgürlükler, güven ortamı, yüksek yaşam standartları, birbirine ve kamu kurumlarına güven de ülkenin mutluluk düzeyini değerlendirmede büyük katkı sağlıyor. Yapılan araştırmalar ulusal mutluluğun insanların içinde yaşadıkları toplumun refah, denge ve demokratik niteliği, olumlu duyguları yaşayıp olumsuzlardan kaçınma arzusunu yöneten toplumsal norm ve geleneklere bağlı değiştiğini gösteriyor.

2020 tüm dünya ülkeleri için eşi benzeri görülmemiş bir yıl oldu. 2 milyonu aşkın insan Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Önceki yıllara oranla ölüm oranlarında yüzde 4’lük bir artış olması sosyal refah anlamında da ciddi bir kaybın göstergesi. Küresel GSYİH'nın 2020'de kabaca yüzde 5 oranında küçüldüğü tahmin ediliyor ve bu rakam, bir nesildeki en büyük ekonomik krizi temsil ediyor.

Pandemi insan mutluluğunu nasıl etkiledi?

İkinci Dünya Savaşı sonrası küresel çaplı en büyük felaket Covid-19 oldu. Peki, pandemi insanların mutluluklarını nasıl etkiledi?

2021 mutluluk sıralamasında ilk dört sıralama yine değişmedi. Finlandiya, üst üste dört yıldır dünyanın en mutlu ülkesi olarak listenin başında kalmaya devam ederken, onu Danimarka, İsviçre, İzlanda ve Norveç izliyor.

Türkiye’nin son yıllardaki mutluluk değerlendirmelerine baktığımızda mutluluk sıralamasında giderek listede gerilediğimizi görebiliyoruz. Türkiye ülkelerin mutluluk sıralamasında 2016 yılında 78’inci sırada, 2017 yılında 69’uncu, 2018 yılında 74’üncü, 2019 yılında 79’uncu sıradayken 2020 yılında 93’üncü sıraya gerilemişti. Türkiye 2021 yılında ise 104’üncü sırada yer aldı.

...
Covid-19 birinci yılını tamamlarken “bir önceki güne göre daha endişeli ve üzgün olduğunu” beyan edenlerin oranı yüzde 10 arttı. 

Her gün daha endişeli olanların oranı yüzde 10 arttı

Covid-19 birinci yılını tamamlarken duygular yaşam memnuniyetinden daha fazla değişti. Olumlu etki fazla değişime uğramazken “bir önceki güne göre daha endişeli ve üzgün olduğunu” beyan edenlerin oranı yüzde 10 arttı. Artan vakalara paralel olarak endişe ve üzüntü de günden güne arttı.

Covid-19 karşısında kararlı ve hızlı müdahalelerin olduğu, günlük vaka sayısı artışının az olmasına paralel ölüm oranlarının az olduğu ülkelerde gayrisafi milli hasıla seviyelerinde düşüşler olmasına rağmen mutluluk oranlarındaki azalma telafi edilebildi.

Salgın nedeniyle yaşanan belirsizlik ve ekonomik güvensizlik kişilerin kaygılarını arttırırken, psikolojik sağlamlıklarını da olumsuz etkiledi. Covid-19 politikasının en önemli unsurlarından biri, fiziksel mesafe veya kendi kendine izolasyon oldu. Bu durum insanların mutluluk düzeyinde hayati önem taşıyan sosyal bağlantılar için önemli bir zorluk oluşturdu. Yalnızlık duygusu artan ve sosyal desteği azalmış kişilerde olduğu gibi, bağlılık duygusu azalmış kişilerin mutluluğu da azaldı.

Covid-19 döneminde mutluluğu olumlu etkileyen kriterlerin başında minnettarlık geliyor. Cesaret, sahip olunan sosyal bağlantılar, gönüllülük çalışmaları, egzersiz yapma, evcil hayvan sahibi olma, akış sağlayan faaliyetlerin olması ise mutluluğu olumlu etkileyen diğer unsurlar arasında yer alıyor.

Kişinin korumasını ve mutluluğunu azaltan faktörler ise önceki akli/psikolojik rahatsızlıklar, belirsizlik duygusu ve uygun dijital bağlantıların olmaması.  Dijital bağlantılar ve kullanılan dijital programlar ruh sağlığını etkileyen hayati bir kriter konumuna geldi.

İş hayatı nasıl etkilendi?

Dünya çapında açık iş pozisyonlarının oranı yüzde 20 düştü. Deneyimsiz genç çalışanlar, düşük vasıflı ve gelirli çalışanların işlerini kaybetme riski yükseldi. Pandemi döneminde çalışmamak kişilerin yaşam memnuniyetlerinin yüzde 12 oranında düşmesine sebep olurken, sahip oldukları olumsuz duyguları ise yüzde 9 arttırdı.

Mutlu kişilerin işlerine devam etme olasılıklarının daha yüksek olacağı beklenirken, destekleyici yönetim ve iş esnekliği uygulamaları mutluluğu artıran etkenler oldu.