Aniden filmi Tokyo’dan sonra bu kez Rotterdam’da
BİLGİ Sinema Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Feride Çiçekoğlu ile Melisa Önel’in senaryosunu birlikte yazdıkları; Önel’in yönetmenliğini üstlendiği “Aniden” filmi dünya prömiyerini yaptığı 35. Uluslararası Tokyo Film Festivali’nin ardından bu kez Rotterdam Film Festivali’nde izleyiciyle buluşacak
Dünya prömiyerini Tokyo Uluslararası Film Festivali’nde yapan Aniden, Avrupa’da ilk kez 25 Ocak’ta başlayacak Rotterdam Film Festivali’nde izleyiciyle buluşuyor.
BİLGİ Sinema Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Feride Çiçekoğlu ile Melisa Önel’in senaryosunu birlikte yazdıkları; Önel’in yönetmenliğini üstlendiği film, koku alma duyusunu kaybeden Reyhan’ın hayatla yeni bağlar kurmak için çıktığı yolculuğu konu alıyor.
Türkiye - Almanya- Sırbistan ortak yapımı olan filmin başrollerinde Defne Kayalar, Öner Erkan, Şerif Erol, Ayşenil Şamlıoğlu yer alırken Dilan Çiçek Deniz, Aysel Yıldırım, Mehmet Bilge Aslan, Esra Kızıldoğan oyuncu kadrosundaki diğer isimler arasında.
Filme dair sorularımızı yanıtlayan Çiçekoğlu ve Önel, “Başlangıç noktamız en yakınları tarafından hiçbir zaman tam anlamıyla ‘görülmemiş’ bir kadın karakterin görünmezliğiydi. Biri tarafından gerçekten görülmenin ve algılanmanın ne demek olduğunu merak ettik ve bunun peşinden gitmeye çalıştık” diyor.
>> Filmin senaryosunu yazma hikâyenizi anlatabilir misiniz?
2018 yılbaşının hemen ertesiydi. İlk notlar Karaköy’de bir peçetenin üzerinde miydi, Caddebostan sahilinde gezerken mi... Kokuya ve şehre dair olduğunu hep biliyorduk, ikimiz de aynı kadını görüyorduk. Ona Reyhan adını verdik ve onu izlemeye başladık. Bize birlikte zaman geçirme fırsatı verdiği için Reyhan’ı sevdik. Rumeli Fener’inde, Boğaz’ın Karadeniz’e açılan kıyılarında onu gözledik. Balıkçıların teknelerinde, vapurların güvertelerinde bir görünüp bir kayboluyordu. Peşini bırakmadık. Böylece neredeyse bir yıl geçti ve birkaç taslak tamamladık. 2019’da Torino Senaryo Atölyesi’nden kabul aldık ve hikâyemiz bizim dışımıza çıkmış oldu. 2019 Mart ayında Atina yakınlarındaki Sounion’da Poseidon Tapınağı’nın dibinde Reyhan’ı senaryo danışmanımız Franz Rodenkirchen’e ve Torino Senaryo Atölyesi’nin diğer katılımcılarına anlatmaya başladık. Atölyenin sonraki iki buluşması İtalya’daydı. 2019’un Temmuz’unda İtalya’nın Toscana bölgesindeki küçük bir kasabanın üzüm bağlarına bakan tepelerinde, Kasım ayında Torino’nun nehir kenarındaki yarı karanlık toplantı odasında Reyhan’ı tanıyanlar arttı. Artık onu İstanbul’a geri çağırma zamanı geldiğine karar verdik. Sonrası 2020’de başlayan ve ilk yılı pandemiye denk gelen uzun bir yapım macerasının kah çileli kah mucizeli günleriyle sürdü.
>> Film koku alma duyusunu yitiren, 40 yaşında bir kadının hayatını değiştirme hikâyesini konu alıyor. Genel olarak filmde geçen hikâyeyi ele alma fikri nasıl ortaya çıktı? Filmin konusuna dair neler söylemek istersiniz?
Başlangıç noktamız en yakınları tarafından hiçbir zaman tam anlamıyla “görülmemiş” bir kadın karakterin görünmezliğiydi. Biri tarafından gerçekten görülmenin ve algılanmanın ne demek olduğunu merak ettik ve bunun peşinden gitmeye çalıştık. Gözle görünenin iktidarını biraz olsun elinden almak, diğer duyularla hikâyemizi anlatmak ve filmin dünyasını duyularla inşa etmek istedik. Kaybolmadığı sürece hayati gibi görünmeyen koku duyusu aslında benlik algımız, en kişisel ve en derin hafızamızla bağı olan bir duyu. Tuhaf bir şekilde biz senaryo için çalışmaya başladıktan bir yıl sonra bütün dünyanın gündemine oturan pandemi koku kaybını da güncelleştirdi. Biz koku duyusunu yitiren Reyhan’ı izlemeye başladığımızda bu kaybın ne anlama geldiğini bilenlere rastlamak zordu. Sonra birden bu kayıp çok tanıdık hale geldi. Dolayısıyla Reyhan da kendisiyle bağını yitirmiş ve koku duyusunun peşinden giden biri olarak hepimizin özdeşleşebileceği bir karakter oldu.
>> Film Tokyo Film Festivali’nden sonra Rotterdam Film Festivali’nde gösterime girecek. Tokyo’da film nasıl karşılandı? Aniden’in dokunsal bir yanı ve karakterin öznelliğine odaklanan bir dili var. Dolayısıyla Japonya gibi iletişim için sözlerden çok farklı duyu ve algıları kullanan, daha “sessiz” bir topluluk açısından ilginç ve bağ kurulabilir bir film olduğunu düşündük. Aniden karakter odaklı bir film. Tokyo’daki gösterimlerde seyircinin ana karakterimiz Reyhan’ın (Defne Kayalar) ritmine girerek karakterle özdeşleşmesi ve filmi onun bedeniyle gezermişçesine tecrübe etmesi bizi çok mutlu etti.
>> Filmin bundan sonraki yolculuğu ne olacak? Türkiye’de ne zaman gösterime girecek?
Filmin, Türkiye’deki gösterim tarihi ve yolculuğuna henüz karar vermedik ama 2023’te festival seyircisi ile buluşması, Başka Sinema dağıtımı ile vizyona girmesini planlıyoruz.