İNSAN VE TOPLUM
27 Kasım 2020

Türkiye’nin göç ve entegrasyon politikaları karnesi

Göç ve entegrasyon politikalarını ölçen MIPEX'in 2020 raporuna göre Türkiye eğitim ve sağlık alanında önemli ilerleme kaydederken siyasi katılım, işgücü piyasası hareketliliği ve ayrımcılıkla mücadele yol kat edilmesi gereken alanlar arasında yer alıyor.

...
Göç ve Entegrasyon Politikaları İndeksi'nin (MIPEX) 2020 yılı raporunda 52 ülkenin göçmenlere yönelik uyum politikaları ölçüldü. Türkiye 100 üzerinden 43 puan alarak "kapsamlı entegrasyon politikaları olan ülke" konumuna yükseldi.

Göç ve Entegrasyon Politikaları İndeksi (MIPEX), 2004 yılından bu yana ülkelerin göçmenlere yönelik entegrasyon politikalarını ölçüyor. 2020 yılı indeksinde 52 ülkenin işgücü piyasası hareketliliği, eğitim, siyasi katılım, vatandaşlığa erişim, aile birleşmesi, sağlık, daimi ikametgâh ve ayrımcılıkla mücadele alanlarında göçmenlere yönelik uyum politikaları ölçüldü.

BİLGİ Avrupa Birliği Enstitüsü tarafından online düzenlenen “MIPEX 2016-2020 Türkiye Karnesi” panelinde MIPEX 2020 raporunun Türkiye’ye ilişkin bulguları paylaşıldı.  

İndekse göre Türkiye, 2014-2019 yılları arasında entegrasyon politikalarında önemli ölçüde ilerleme kaydetti.  2014’te 26 puanla “göç alan; ancak entegrasyon politikaları olmayan” ülke kategorisinde olan Türkiye, 2019’da 43 puan alarak “kapsamlı entegrasyon politikaları olan ülke” konumuna yükseldi. Özellikle eğitim ve sağlık alanlarında ilerleme kaydedilirken siyasi katılım, işgücü piyasası hareketliliği ve ayrımcılıkla mücadele yol kat edilmesi gereken alanlar olarak dikkat çekiyor.

 MIPEX'te ülkelerin entegrasyon politikaları değerlendirilirken üç boyut dikkate alınıyor:

  • Göçmenler vatandaşlarla benzer temel haklara sahip mi?
  • Göçmenler ile vatandaşlar arasında fırsat eşitliği var mı?
  • Göçmenlerin ülkedeki gelecekleri güvende mi?

Türkiye en fazla ilerleme kaydeden ülke

MIPEX Uzmanı Dr. Giacomo Solano, 2014 yılında Çin, Endonezya ve Hindistan ile birlikte indeksin en altında yer alan Türkiye’nin son 5 yılda indekste en fazla ilerleme kaydeden ülke olduğunu belirtti.

Bu ilerlemeye karşın Türkiye’nin hâlâ dünya ortalaması ile MIPEX’in “İlk 10 Ülke” kategorisinin altında olduğunu belirten Solano, ülkedeki göçmenlerin entegrasyon açısından fırsatlardan daha fazla engellerle karşılaştığını dile getirdi. Bu engellerin özellikle işgücü piyasası ve siyasi katılım alanlarında kendini gösterdiğini söyleyen Solano, Türkiye’nin ayrımcılıkla mücadele politikalarında ise kaydettiği ilerlemeye rağmen hâlâ dünya ortalamasının oldukça gerisinde kaldığını belirtti.

MIPEX 2020’nin Türkiye araştırmasını yürüten İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Gülay Uğur Göksel ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Neva Övünç Öztürk indeks bulgularını değerlendirdi.

Türkiye eğitim ve sağlık alanında AB’den eşitlikçi

2016, 2018 ve 2019 yıllarının Türkiye’nin göç ve entegrasyon alanında atılıma geçtiği yıllar olduğunu belirten Dr. Gülay Uğur Göksel, “Ayrımcılıkla mücadele AB ülkelerinin Türkiye’ye en fazla fark attığı politika alanı olarak göze çarpıyor. Ancak eğitim ve sağlık alanındaki uyum politikalarına baktığımızda Türkiye’nin politikaları AB’ye kıyasla çok daha eşitlikçi ve göçmenlere fırsat yaratan politikalar olarak öne çıkıyor” dedi.

Eğitimin Türkiye’nin entegrasyon politikalarında önceden en zayıf alan olduğunu belirten Göksel, Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemi’ne Entegrasyonun Desteklenmesi Projeleri (PİKTES), uyum sınıfları gibi göçmen öğrencileri desteklemeye yönelik önlemlerle 2014 yılından bu yana bu alanda iyileşme kaydedildiğini belirtti.

En önemli ilerlemenin sağlık alanında gerçekleştiğini belirten Göksel, “5510 sayılı yasa sığınmacıları ve uluslararası koruma başvurusu olan kişileri Genel Sağlık Sigortası kapsamına aldığından Türkiye’deki göçmenlerin sağlık hizmetlerinden yararlanma hakları oldukça kapsayıcı hale geldi. Tüm yabancılar acil ve temel sağlık hizmetlerine ücretsiz erişebiliyor. Göçmen Sağlık Merkezleri’nde yabancı hastalara sağlanan tercümanlık desteği veya temel bilgilere erişim Türkiye’nin sağlık puanının artmasına katkı sundu” diye konuştu.

...
MIPEX tarafından yapılan ölçümlerde Türkiye'nin 8 politika alanında yıllara göre aldığı puanlar gösteriliyor. Kaynak: https://www.mipex.eu/turkey

Siyasi katılım: ‘Kritik olarak olumsuz’

Türkiye’nin işgücü piyasası hareketliliğinin ilerleme kaydedilmesi gereken alanlardan biri olduğunu belirten Göksel, “Yasal göçmen işçilerin çoğunun çalışma izni almak için işverenlerine bağlı olması bu alandaki önemli eksikliklerden biri olarak öne çıkıyor. 2017’de yürürlüğe giren genelgeyle Suriyelilere ve kayıtlı kimliği olan yabancılar için İŞKUR hizmetlerine eşit erişim sağlanması bu alandaki olumlu gelişmeler arasında yer alıyor” dedi.

Siyasi katılımın indekste “kritik olarak olumsuz” olarak değerlendirildiğini belirten Göksel, Türkiye’nin bu alanda 2014’ten bu yana 100 üstünden 5 puan aldığını dile getirdi. Yabancıların Türkiye’de siyasi katılımın dışında tutulduğunu, oy kullanma ve siyasi partilere katılım hakları bulunmadığını söyleyen Göksel, merkezi ve yerel düzeyde çeşitli girişimler olsa da göçmenlere yönelik danışma mekanizmalarının zayıf olduğunu dile getirdi.

Aile birleşimi alanında Türkiye’nin notu düştü

İndekse göre Türkiye’nin 2014’e kıyasla gerilediği tek alanın aile birleşimi alanı olduğunu belirten Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Neva Övünç Öztürk, 2016 yılında yürürlüğe giren Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun (YUKK) uygulama yönetmeliğinde bağımlı aile bireylerinin aile birleşimine dâhil edilmesine ilişkin kriterlerin daraltıldığını ve bu durumun Türkiye’nin bu alandaki notunun düşmesinde etkili olduğunu belirtti.

Öztürk, 2016 yılı YUKK uygulama yönetmeliğiyle uzun dönem ikamet izni sahiplerinin sosyal güvence ve yardıma erişimlerinin mümkün kılınmasının daimi ikamet izni alanında Türkiye’nin notunu yükselttiğini dile getirdi. 2017 yılında Türk Vatandaşlığı Kanunu’nda yapılan değişiklikle çifte ve çoklu vatandaşlığa izin verilmesi ise vatandaşlık alanındaki olumlu gelişmelerden biri olarak öne çıkıyor.

‘Milliyet ayrımcılık nedenlerinden sayılmıyor’

Ayrımcılıkla mücadele alanında da bir ilerleme kaydedildiğini; ancak Türkiye’nin bu alanda hâlâ iyi bir konumda yer almadığını belirten Öztürk, “Bu alandaki ilerlememiz Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun kurulmasını sağlayan 6701 sayılı kanunun 2016’da kabul edilmesinden kaynaklanıyor. Ancak ayrımcılıkla mücadelede her alanda gelişime ihtiyaç duyuyoruz; çünkü ‘milliyet’ kanunda yer alan ayrımcılık nedenleri arasında yer almıyor. Ayrıca kanun göçmenler ve yabancılar için pozitif nitelikli kolaylaştırıcı hükümler getirmiyor ve göçmenlere has ayrımcılığa karşı yaptırım niteliği taşıyabilecek önleyici tedbirler sunmuyor” dedi.

Türkiye’de 2015 sonrası mevzuata yansıyan gelişmelerin genel olarak olumlu olduğunu belirten Öztürk, “Hukuki boyut açısından kapsayıcılığa yönelik sıkıntılar var. Entegrasyonu hedef alan bir hukuk sisteminden beklenen kolaylaştırıcı pozitif düzenlemeleri mevzuatımızda göremiyoruz. Bununla birlikte genel ilerleme açısından Türkiye’nin olumlu çabalarının var olduğu söylenebilir” diye konuştu.  

 

...
MIPEX 2020 ölçümlerinde Türkiye'nin 8 politika alanında aldığı puanlar ile 52 ülkenin ortalaması karşılaşrılıyor. Kaynak: https://www.mipex.eu/turkey

Yasal düzenlemeler uygulamayla örtüşüyor mu?

BİLGİ Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci ise dünyada en büyük mülteci nüfusu barındıran Türkiye’nin kaydettiği gelişmenin sevindirici olduğunu; ancak yasal düzenlemelerin uygulamalarla ne kadar örtüştüğünü göz önünde tutmamız gerektiğini dile getirdi.

Uyan Semerci, “Türkiye’de çok ciddi bir enformel işgücü sorunumuz var. Haklara erişim, denetleme ve çocuk işçiliği sorunumuz var. Bu sorunlar, bu kadar büyük, kırılgan bir nüfusun göç ile ülke nüfusuna eklenmesi ardından çarpan etkisiyle büyüdü. Kayıt dışılığın çok temel bir sorun olarak temel hakları tehdit ettiğini görüyoruz. Siyasi katılım açısından ise kendimize hak olarak gördüklerimizi ‘öteki’ olarak gördüğümüz gruplara hak olarak tanımlayıp tanımlamadığımız meselesiyle yüzleşmemiz gerekiyor. Göçmenlerin siyasal hakları, topluma katılmaları, seslerini duyurmaları yeterince konuşulmayan; ancak hep beraber üzerine düşünmemiz gereken konular” dedi.

Göçmenlerin siyasal katılımına yönelik yerel düzeyde önemli açılımların gerçekleştiğini belirten BİLGİ Avrupa Birliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ayhan Kaya ise işgücü piyasasında karşılaşılan sorunlar ile ilgili olarak “Geçici koruma altındaki Suriyelilerin çok önemli bir kısmı yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve AB’den sosyal uyum yardımları kapsamında aldıkları katkıdan vazgeçemiyor. Bu nedenle formel iş piyasalarına çalışma izni alarak katılamıyor ve vatandaşlık başvurusu yapamıyor” diye konuştu.

Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Saime Özçürümez ise MIPEX’in temel haklar, eşit fırsatlar ve güvenli gelecek vurgusunun önemine değinerek indeksi artı ve eksileriyle değerlendiren bir konuşma yaptı.